Montessori Metodu ve Yaklaşım

Erken öğrenme deneyimlerinin çocuğun gelişimi ve gelecekteki eğitim hayatı  üzerindeki kalıcı etkisinin farkında olan her ebeveyn  çocukları için en iyi alternatif eğitim programını ve metodunu aramaktadır.  

 

Tüm dünya çapında ebeveynlere bu kadar çekici gelen Montessori felsefesi ve uygulaması nedir peki? 

 

Yüzyıldan fazla bir süredir Montessori dünya çapında gelişiyor ve çağdaş araştırmalar Montessori Metodunun bilimselliğini ölçüyor ve  etkinliğini hala doğruluyor.

 

Yaklaşımın birkaç temel unsuru, güçlü bir benlik duygusuna sahip bireyler yetiştirme,

Sosyalleşme yeteneğine ve yaşamları boyunca üretken olma potansiyeline sahip olacak yetenekli insanlar olarak büyümek de dahil, bugünün ebeveynlerinin çocukları için sahip olmak istedikleri eğitim hedeflerini karşılamaktadır.

 

Montessori ile bu bilişsel  büyüme erken başlar. 

Erken çocukluk (doğumdan 7 yaşına kadar ), bir çocuğun kim olacağı ve gelecekte oynayacağı rol konusunda güçlü bir temel oluşturmak için kritik bir zamandır.

 

Montessori eğitimi, gerçek dünyada gelişmek için ihtiyaç duyacakları güçlü benlik duygusuna sahip, yetenekli, sorumluluk sahibi, bilgili insanlar yetiştirir.

 

YETENEKLİ 

 

Montessori sınıfları; ister bağımsız olarak giyinmeyi, ister çok basamaklı bir çarpmayı, bölmeyi, ister okuma yazmayı, ister ihtiyaçlarını etkili bir bir şekilde iletmeyi veya başkalarıyla problem çözmeyi öğrenmek olsun, çocuklara kendi yeteneklerini geliştirme fırsatları sunmak için düşünceli bir şekilde tasarlanmıştır. Her sınıf, çocukları belirli öğrenme materyalleriyle etkileşime girmeye ve başkalarıyla işbirliği içinde çalışmaya teşvik eden gelişimsel olarak uygun etkinliklerle doludur!

 

Sınıf, her bir aktiviteden sadece bir tane olacak şekilde tasarlanır. Öğrenciler, çalışmak istedikleri aktiviteyi (materyali)  seçmekte özgürdürler, bu nedenle ilgi duyduklarına ve mevcut olanlara göre seçimler yapmayı öğrenirler. Erken seçmeyi öğrenen çocuklar daha erken doğru karar vermeyi ve bununla birlikte  ilgi alanlarını dolayısıyla potansiyellerini  keşfederler! 

 

Bazı çocuklar doğal olarak başkalarıyla çalışmayı seçecek olsa da, genellikle en küçük öğrenciler yalnız etkinliklere odaklanır. Çocuklar olgunlaştıkça, müfredat kasıtlı olarak küçük grup eğitimi ve işbirlikçi etkinlikler sağlar. Bağımsız, ortak, küçük grup ve tüm grup dersleri ve etkinliklerinin birleşimi, çocukları farklı öğrenme ilişkileri ve kişilerarası dinamiklerle tanıştırır - sınıf dışındaki etkileşimleri için değerli beceriler edinmelerini sağlamış olur!

 

Çocukların, yetişkinlerin yönlendirmesinden ziyade içsel motivasyona dayalı olarak kendi seçimlerini yapmalarına izin vermek, yetenekli çocuklar geliştirmek için güçlü bir temel oluşturur.

Sınıflarda eğitmenler daha ziyade rehber , yol gösterici konumunda olup  öğretmen merkezli değil çocuk merkezli bir eğitim yaklaşımı uygulanmaktadır. Bu eğitim metodunda çocuğa saygı en önemli konudur.

 

SORUMLULUK SAHİBİ

 

Öğrenme etkinliklerinin çocuklara bireysel olarak sunulduğu çocuk merkezli bir sınıfta öğrenciler kendi hızlarında ilerler. Kendi ilgi ve yeteneklerine göre uygulama, inceleme veya ilerleme fırsatları verilir. Kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu üstlenirler ve kendi bilgilerinden sorumlu olurlar.

 

Bir Montessori sınıfında öğretmenler, her çocuğun çevredeki ve akranlarıyla etkileşimlerine ilişkin gözlemlerini kullanarak öğrencileri günlük olarak değerlendirir. Çocuk gelişimi ve akademik sonuçlarla ilgili bilgilerini aynı anda teşvik edici ve akademik, fiziksel, sosyal ve duygusal olarak erişilebilir bir ortam hazırlamak için kullanırlar. Her çocuk için benzersiz ilgi ve yeteneklerine dayalı olarak bireyselleştirilmiş bir öğrenme planı geliştirirler. Öğretmenler, öğrencilerin kendi sorularına yanıt bulma ve yeni bilgileri nasıl arayacaklarını öğrenme özgürlüğüne ve araçlarına sahip oldukları ortamlar sağlar.

 

Materyallerin hata kontrolü sayesinde, bir yetişkinin onayına ihtiyaç duymadan kendi kendini değerlendirme fırsatını sadece bu eğitim sisteminde bulan çocukların benzersiz kazanımları,  Montessori sınıf yaklaşımının ayrılmaz bir parçasıdır. Olgunlaştıkça, öğrenciler çalışmalarına eleştirel bakmayı öğrenirler ve hatalarını fark etme, düzeltme ve onlardan ders çıkarmayı yaşayarak öğrenmeleri konusunda ustalaşırlar!

 

BİLGİLİ 

 

Montessori Metodu, sınıfa girdikleri andan itibaren çocuklarda düzen, koordinasyon, konsantrasyon ve bağımsızlığı besler. Sınıf tasarımı, materyalleri ve günlük rutinler, öğrencinin yeni ortaya çıkan öz-düzenlemesini (kendini eğitme ve kişinin ne öğrendiği hakkında düşünme becerisini) destekler.

 

Montessori derslerinin sırası uyumlu olup  çoğu durumda klasik öğrenme standartlarını aşarak, çocukların karmaşık öğrenme kavramlarıyla, derinlemesine anlamaya yol açan uygulamalı deneyimler yoluyla tanıştırılmasını sağlar.

 

Montessori müfredatı, öğrencinin öğrenimi için yıldan yıla beklentilere ayrılmak yerine, kasıtlı olarak 3 yıllık döngüler halinde gruplandırılmıştır. Bu, çocukların akademik konuları farklı hızlarda geliştirmeleri ve ustalaşmaları ve gerçekte çocukların genellikle belirli içerik alanlarında sıçramalar halinde çalıştıkları gerçeğine saygı duyar. Öğretmen, çocuğun her alanda tam ders dizisine maruz kalmasını sağlamak ve gerektiğinde destek ve yeni zorluklar sağlamak için müfredatın tüm alanlarında çocuğun gelişimini destekler.

 

BENLİK DUYGUSU - SAYGI

 

Montessori sınıfı, yaşları genellikle 3 yıl olan öğrencilerden oluşur. İdeal olarak, öğrenciler tüm döngü boyunca sınıfla ve öğretmenle kalırlar, istikrarlı bir topluluk ve anlamlı bağlar kurarlar.

 

Karışık yaş uygulaması  yaygındır. Daha büyük öğrenciler, daha genç sınıf arkadaşlarına rehberlik etmekten hoşlanırlar - bazen en iyi öğretmen akran öğrenmesidir, daha küçük çocuklar büyüklerle çalışmaya can atarken daha büyük çocuklar küçük çocuklara deneyimlerini aktarırken özgüven geliştirip liderlik becerilerini geliştirme fırsatı yakalamış olurlar. Küçük bir toplumu yansıtan bu ortam sayesinde hayattan soyutlanmadan kendi hızlarında eğitim almış olurlar.

 

Çocuklar 3 yıllık süre içinde Montessori sınıfında olgunlaştıkça, herkesin kendi bireysel ihtiyaçlarına sahip olduğu ve aynı zamanda topluluğa katkıda bulunduğu bir topluluğun parçası olduklarını anlarlar. Çocuklar bağımsız hareket ederler, ancak aynı zamanda akranlarıyla birlikte çalışma ve ihtiyaç duyduklarında başkalarını destekleme fırsatları da verilir.

 

Özen gösteren bir topluluk bağlamında bağımsızlığı geliştirmek ve kendi çıkarlarının peşinden gitmek, her öğrencide güçlü bir benlik duygusu geliştirir ve kişinin kendi benzersiz bireyselliğiyle gurur duymasını teşvik eder. 

 

Bu yöntemi kuran İtalyan çocuk doktoru ve deha  eğitimci Dr. Maria Montessori, çocuklara kendi öğrenme etkinliklerini seçme özgürlüğü verildiğinde kendine güvenen, meraklı, yaratıcı bir çocuğun ortaya çıktığına inanıyordu. Görünüşe göre 100 yılı aşkın bir süredir devam eden bu yaklaşım, bugün tam olarak ebeveynlerin aradığı şey...

 

MONTESSORİ EĞİTİMİNİN FAYDALARI

 

​Çocuğunuz için bir Montessori ortamı seçmenin birçok faydası vardır. 

​

• Bireyin kendi hızında öğrenme ve bağımsızlığı geliştirmesiyle tanınan Montessori Metodu aynı zamanda empatiyi, sosyal adalet tutkusunu ve yaşam boyu öğrenme sevincini de teşvik eder.

​

• Soru sorma, derinlemesine araştırma ve bağlantı kurma özgürlüğü ve desteği verildiğinde, Montessori öğrencileri kendine güvenen, hevesli, kendi kendini yöneten öğrenenler olurlar. Eleştirel düşünebilir, işbirliği içinde çalışabilir ve cesurca hareket edebilirler - 21. yüzyıl becerilerini hala içinde barındırıyor olması, Dr. Maria Montessori nin vizyonerliğini göstermektedir. 

​

• Her çocuğa benzersiz bir birey olarak değer verilir. Montessori eğitimi, çocukların farklı şekillerde öğrendiğini kabul eder ve tüm öğrenme stillerini kapsar. Öğrenciler kendi hızlarında öğrenmekte özgürdürler, her biri hazır olduğu gibi, öğretmenin rehberliğinde ve bireyselleştirilmiş bir öğrenme planıyla ilerler.

​

• Montessori, küçük yaşlardan başlayarak düzeni, konsantrasyonu ve bağımsızlığı besler. Bu da sorumluluk alabilme,  başladığı işi bitirme, sabır gibi kişilik ve karakter oluşumunda önemli kazanımları sağlar. Unutmayalım ki matematikte zekadan önce sabır gerekir sözü ile odaklanmanın önemine dikkat çekilmiştir. Montessori metodunun adeta mucizevi kazanımı konsantrasyon becerilerinin gelişimidir. Dikkat odaklanma  sadece matematik için değil hayattaki başarı için  en önemli bakış açısıdır.

​

• Özel sınıf tasarımı (hazırlanmış ortam)  materyalleri ve günlük rutinler, yeni yürümeye başlayan çocuklardan ergenlere öğrencinin ortaya çıkan “öz düzenlemesini” (kendini eğitme ve ne öğrendiği hakkında düşünme yeteneğini) destekler.

​

• Öğrenciler  topluluğun bir parçasıdır. Genellikle 3 yılı kapsayan karışık yaş bir sınıf, bir aile yapısını yeniden oluşturur. Daha genç öğrenciler akıl hocası ve rol modeli olarak büyüklerinin liderlik etmesinden  hoşlanırlar; küçük çocuklar desteklendiklerini hissederler ve önlerindeki zorluklar konusunda güven kazanırlar. 

​

• Öğretmenler saygı, sevgi dolu nezaket ve barışçıl bir problem çözümü modeli oluştururlar.

​

• Montessori öğrencileri "sınırlar içinde özgürlüğün" tadını çıkarır.

​

• Öğretmenleri ve sınıf topluluğu tarafından belirlenen parametreler dahilinde çalışan öğrenciler, öğrenme odaklarının ne olacağına karar vermede aktif katılımcılardır.

​

• Öğrencilerin aktif bilgi arayanlar olmaları için desteklenir. Öğretmenler, öğrencilerin kendi sorularına yanıt bulma özgürlüğüne ve araçlarına sahip oldukları ortamlar sağlar. İçsel tatmin, çocuğun merakını ve ilgisini çeker ve ömür boyu sürdürülebilir olan keyifli öğrenmeyle sonuçlanır.

​

• Hata kontrolü; kendi kendini düzeltme ve kendi kendini değerlendirme, Montessori sınıf yaklaşımının ayrılmaz bir parçasıdır. Olgunlaştıkça, öğrenciler çalışmalarına eleştirel bakmayı öğrenirler ve hatalarını fark etme, düzeltme ve onlardan öğrenme konusunda ustalaşırlar.

​

• Montessori sosyal-duygusal becerileri destekler. Çağdaş araştırmalar, 100 yaşındaki Montessori Metodu'nun etkinliğini desteklemektedir, bu da Montessori sınıflarında öğrenen çocukların, daha geleneksel ortamlardaki çocuklara göre birçok alanda daha güçlü sosyal-duygusal beceriler sergilediklerini göstermektedir.